“Bacular, uşaklar titreyunda kendunuza gelin da! Ne
duruyorsunuz, hayde sahaya çıkalım bu maçu alalım. Başka yolu yok uşağum
çıkacağız sahaya alacağuz bu maçu!”
Üç yüz maçı aşkındır bu çağrı ile bitiriyoruz maçları,
oyunları. Gezi Direnişinden iki, hafta önce 16 Mayıs da İzmir Ege
Üniversitesinde ve bir hafta önce 21 Mayıs da İstanbul Şişli’de yine aynı çağrı
ile bitirdik maçları. Sonra Avrupa da aynı çağrıları yaptık.
31 Mayıs ve onu takip eden günlerde insanlar sokaklara
çıktı ve ağaçlarına, parklarına derken özgürlüklerine, onurlarına sahip
çıktılar. Şimdide o günden sonra çıktıkları sokakları, parkları ve alanları
terke etmiyorlar.
Bizim maçların ne kadar etkisi oldu bilinmez ama küçükte
olsa kendimize bir pay çıkarıyoruz.
Muktedirin kibirli halleri ve padişah özentisi
davranışları insanları sokaklara döktü.
12 Eylül’den sonra bizler yani devrimciler, Kürtler,
sosyalistler hep alandaydık ve payımıza düşen, biber gazı, cop, kurşunlar yani
devlete ait orantısız ne varsa alıyorduk. Ancak üstüne ölü toprağı dökülen
halkımız ilk defa(!) alanlara çıktı. Başta gençler olmak üzere korku duvarını
yıktılar ve daha önemlisi, muhteşem muktedirin karizmasını çizdiler. Çılgına
dönen kibirli firavun, sinir krizleri geçirse de artık insanların evlerine geri
dönecekleri yok gibi.
Gezi ve Taksim direnişi bütün ülkeye yayıldı. Özgürleşme
çığ gibi büyüdü. Özgürlük ancak yaşayanların bileceği bir olgudur. Şimdilerde doksan
kuşağı sokağa çıkıp özgürleşti ve artık eve dönüp TV’lerin ya da
bilgisayarların başına geçmek istemiyor.
Ha bu aradan unutan yaşlı, eskilerde yeniden hatırladılar hem özgürlüğü
hem paylaşımı, komünü dayanışmayı öğrendiler.
Yaşayıp öğrenmeye devam ediyorlar.
29 Haziranda Gündoğdu da eylem alanında Laz Marks Emice
olarak sahaya çıktık ve İzmir’in direniş ve barikat günlerini dinledik
insanlardan bolca. İzmir’de Haziran ayının ilk günlerde büyük çatışmalar
çıkmış, Alsancak’ta barikatlar kurulmuş, paylarına düşen biber gazı ve polis,
polis milislerden orantısız şiddetlerini görmüşler. Birkaç gün sonra polisin
uyguladığı orantısız şiddet azalınca insanlar forumlara yönelmiş. Bildiğim
kadarıyla her ilçede forumlar düzenli bir şekilde yapılıyor.
Meydandaki maçtan on beş gün sonra tekrar çağırıldık
İzmir’e. Yeniden İstanbul’dan yola çıktık forumlarda maç yapmak için.
İlk maçı Gündoğdu forumunda yaptık. Üç yüz katılımcının
olduğu maçta tinercilerin tacizine rağmen yinede maçı yaptık. Tabiplerin sahip
çıktığı maçı coşkuyla tamamladık. Gezi komünü ve ruhunu oradaki katılımcılarla
paylaştık.
Emiceye olan sevgi saygılarını insanlar belirtti ve
Narlıdere K.S derneğinde hem bundan önceki forumları ve yapılacak çalışmaları
değerlendirdik. Narlıdere, gençlikle
geçmiş birikimi buluşturmuş, hatta kaynaştırmış gibi gördüm. İlçenin kendine
has güzellikleri var ve bunu pozitif bir kazanıma çevirmekte kararlı gençler
görmek bizi mutlu etti.
Bir gün sonra Bornava forumunda sahaya çıktık. Yüze yakın
katılımcı yeni başlamış oldukları forumun içeriğinin doldurulması konusunda
kararlar aldılar. Bizde onları dinledik. Orta yaş kuşağın egemen olduğu ama
gençlerinde işin içinde olduğu bir forum gördük. Laz Marks Emice olarak bol
gollü coşkulu bir maç yapmaya ve içten samimi bir ortamın hakkını vermeye
çalıştık. Odun meselesini deştik, Çarşı’dan ve Gezi’den selamlar ilettik.
Eğelenirken ağlattık ama sokakları, parkları terk etmeyeceğiz sözünü aldık.
Yetmiş altı yaşındaki kadının öfkesi ve kararlılığı görülmeye
değerdi; “Muhteşem, muktedir kibirli zat gitmeden mücadeleyi bırakmayacağım ve
ölmeyeceğim…” demesi İzmir ve bu forumları açıklıyor gibi geldi bana…
“Gezi Direnişi” hepimize şunu gösterdi, artık hiçbir şey
eskisi gibi olmayacak, hayat artık 31 Mayıs öncesi ve sonrası diye ikiye
ayrılacak. Muhteşem muktedirin sonu göründü ve adına devrimciyim, sosyalistim
diyen statükocuların da ezberleri bozuldu. Onlarda ya bu değişime ayak
uyduracak ya da tarihin tozlu sayfalarında kaybolup gideceklerdir.
Titreyip kendine gelenlerle biz yeni bir ülke ve dünya
kurma yolunda devam ediyoruz, edeceğiz…
Yepisyeni şeyler söylemek adına yola devam…
Haldun AÇIKSÖZLÜ
23 Temmuz 2013
İstanbul