3 Mart 2013 Pazar

Hayatım, bi kırbeşlik olduk be ya!



12 Eylül'den önceye yani 78'lilere yetişememiştim çünkü ben 68'liydim...
Doğduğum ve büyüdüğüm yer piyangotepe, namı değer küçük Moskova...
Sekiz yaşındaydım gerçek CEM'e katıldığımda...
İlk kan gölünü, faşistlerin taradığı kahvenin önünde gördüm...
Ucundan yetişsem de yazılamara ÇBS(çizgisi belirsiz sosyalistler) olarak "tek yol devrim" yazmayı öğrenmiştim...
İlk boykota seksen öncesinde katılmıştım...
Cemseyi, tüfeğin dipçiğini askerin postalını hep o yıllarda tanıdım.
İlk dayağımı ulucanlar cezaevi önünde yedim...
Gırgır ve cumhuriyet gazetesi okuyarak lisede solculuk yapıyordum arkadaşlarımla...
"Yeni Başlayanlara Marx" ve "Manifesto" okumasıyla marksizmle tanıştım...
Zülfü Livaneli, Ruhi Su dinliyorduk ki Ahmet Kaya çıktı karşımıza...
Beytepe de yemek boykotu, yurt, otobüs işgali derken, yarın ve gökyüzü dergisini tanıdım...
Aşkla tanıştım, aşık oldum bildiğiniz, utana sıkıla yaşadık...
Aselsan direnişi, cezaevleri ziyaretleri, biliyordu bilincimi...
Toplumsal kurtuluşu, okudum öğrendim...
Kürtlerin özgürleşmesi gerektiğine inandım..
Komünist olduğum için tiyatro yapmam gerektiğini düşündüm...
İlk intiharımı yaşadım yirmi yaşımda...
12 Eylül faşizmini sahneye çıkaran ilk oyunda görev aldım...
Canları şenlendirmek için yola çıktım arkadaşlarımla...
Sokaklar, alanlar, fabrikalar "sokağın tiyatrosu"nun mekanları oldu...
Newroz piroz be! Demeyi öğrendim...
1 Mayıs da meydanlarda oldum...
Dil tarihin avlusunda faşistlere kafa tutmayı, barikatlarda polisle çatışmayı doksanların ilk yarısında öğrendim...
Sivas da otuzüç arkadaşımızı bırakıp döndüm...
Yoldaşlıklar yaptık aşklarımızla...
İhaneti gördüm, yaşadım aşklarımda, yoldaşlıklarımda...
8/1 den, 312 den ve 159'dan yargılandım ve ceza yedim...
Canşenliği'yle Anadolu'yu dolaştım bir kaç kez...
Avrupa'yı gezdim karış karış, oyunlarımızla...
Adana da kebap yemeyi şalgam içmeyi öğrendim kaçarken...
Misafir oldum bir ay cezaevinde PKK'lilere...
Mehmet bey oldum askerde... Olmasaydım iyiydi ama...
Yalnız kaldım, battım çıktım hayatın denizinde...
Herşeye sıfırdan başlamayı , bilmem kaçıncı kez öğrendim...
Gençlerle yeniden turladık sokakları Anadolu'yu...
Boğma rakılarla "serhoş" olmayı, "Meryem Meryem'e..." yi öğrendim...
Kürdistan'ı tanıdımfestivallerde, Dersim'i, Amed'i, Botan'ı dünya gözüyle gördüm...
Gidipte geri dönmeyenleri tanıdım...
Aldatmayı ve aldatılmayı sevmedim...
En yakınımın; sevdamda, işimde, aşımda, mutluluğumda gözü olduğunu bildim...
İntiharlarla kendime gelemedim...
Yıkılışlar çözülüşler, yeniden başlayan biten aşklar gibi sürdü...
İçimdeki Ankara tükenmişti, denizlere açılmak kalmıştı bir...
Köleleşerek özgürleşmeyi öğrendim...
İstanbul'a uçtum yarımla...
Diğer yarım Ankara da kaldı...
Aşkım Ankara da, aklım istanbul da yaşamaya çalıştım bir süre...
'Daşı doprağı altın' bu şehirde dişle tırnakla tutunmaya çalıştım...
Çok çalışarak nasıl aç kalınabileceğini öğrendim...
Boyumdan büyük işlere kalkıştım...
İlk kitabımı elime aldığımda Arev Nehir'ime rakip geldiğini anladım...
Emice oldum dolaştım durdum dünyayı...
Bu yaştan sonra futbola başladım kapitalistlere goller yağdırdım...
Coştum, coşturdum alkışı da yuhlanmayı da gördüm...
Sığamaz oldum kabıma, davalar duruşmalar gırla gitmeye başladı...
Kanunsuz oldum mal varlığımı sıfırladım... İpimle kuşağım durumu yani...
Lafımı sözümü hiç esirgemedim, dümdüz konuşmayı CAN babamdan öğrenmiştim...
Kurumlaşmadım ve kurumların altında ezilmedim...
Antikapitalist bir komünist olarak yaşamayı sevdim...
Denizinde sonuna geldim, bitmiş aşklarımda kendimi yenileyemedim...
Yeni bir şehirin olmadığını, şehirlerimin arkamdan geldiğini yaşadım...
Bir kırbeşlik ömrümün sayfasını kapatırken yayımda ve yayında emeği geçen herkese teşekkürler...

Haldun Açıksözlü 

Şubat 1968-Şubat 2013