4 Ekim 2011 Salı

DÜŞEN DÜŞLERİM 1


BERMUDA ŞEYTAN ÜÇGENİ










Bir “gemicik” düşünüyorum, kredi ile alınmış ama morgate değil. Uluslar arası sermaye ile bütünleşmiş, faiz oranı düşük bir kredi ile alınmış, bir “gemicik”. Bu “gemicik” aslında Nuh’un gemisidir. Yaşadığımız bütün olumsuzluklara rağmen bu “gemicik”, “ileri demokrasi” rüzgarının katkılarıyla, “muhteşem bir yüzyıla” bizi götüreceğine inanıyorum.

Okyanusa açılmak, “açılımlar” gibi uçsuz bucaksız denizlerde, kaybolmak gibi bir şeydir, aslında. Ama biz, nereye gideceğimizi ve kimlerle gideceğimiz biliyoruz.

Sizce “gemicik”de kimler olmalı?

Kolay değil, ta okyanusun öbür “taraf”ına gidecek. Uzun zaman alır bu süreç. “1. gemicik” mandacı zihniyete karşı gelmek adına, Adriyatik’te batmıştı.

Arap sermayesinin de, önemli katkılarıyla aldığımız “gemicik”de kimler olmalı? Gerçekten, bu çok önemli. Çünkü herkes kabul etmeli ki bu gemi “taraftarlara” ayrılmış bir “gemicik”tir. Biliyorsunuz ki okyanusun ötesinde, “bermuda şeytan üçgeni”ne takılıp, “gemicik”imiz batabilir.

İşte bu nedenle bu “gemicik”te; Müslümanlar olmalı ama “Müslümanlıkla kapitalizm örtüşmez” diyenler olmasın.

Aleviler olsun ama “devletin Alevisi olmayız, zorunlu din derslerine karşıyız”, diyenler olmasın.

Kürtler de olmalı ama “anadilinde eğitim isteyenler, özerklik, demokrasi, anayasal vatandaşlık isteyenler”, olmasın. TRT şeşe çıkanlar misal uygundur.

Solcular olsun ama statükocular olmasın, emeği düşündüğü kadar sermayeyi de düşünen, solcular olsun. Hala “sosyalizm, komünizm” diyenler olmasın, Allah aşkına.

Öğrencilerde olsun ama yumurta atanlar değil kesinlikle, jaguarı olanlar ya da en azından takım elbisesi olanlar olsun.

Memurlar da olsun ama işini bilen memurlar olsun.

Yavru vatan Kıbrıslılar da olsun ama beslemelerimiz olsun, bir Allah kuruşları olmayanlar olmasın, orada kamplarda, otellerde “on bin lira” verdiklerimiz misal olabilir.

İşçilerde olsun ama 4C, 4B yi kabul edecekler olsun.

Kadınlarda olsun ama turban taksınlar ya da turban takmasalar bile takanları, takmayanlar olsun ya da en azından kadının bu ülkede tek sorununun türban olduğunu düşünenler olsun.

Azınlıklarda olsun gemide, ama göstermelik kardeşliklere inananlar olsun. Halkların kardeşliği için, sınırların kalkması gerektiğine inanan azınlıklar olmasın misal.

İşadamları da olsun ama a-k-p şirketi dışında çalışanlar olmasın.

Hukukçularda olsun ama Kemalist elite karşı, İslamcı elitin HSYK da olmasını savunanlar olsun.

Sendikacılarda olsun ama sorun çıkaran, özelleştirmeye karşı çıkanlar olmasın.

Medya mensupları da olsun ama yandaş olanlar, huzur ve güveni bozanlar olmasın…

İşte Nuh’un “gemicik”i yani Mevlana’nın dediği gibi; “ne olursan ol yine de gel” dediklerinin hepsi, gemiciğimizde yerini aldı. Artık gemiciğimiz okyanusu aşıp, “bermuda şeytan üçgeni”ne takılmadan Pensilvanya ya varabilir. Kol saatlerinin çeşitleriyle dolu hediye sandığımızı Hoca Efendi’ye ulaştırabilir.“Gemicik”imiz böylece değil 2023’e, tam 3023’e kadar sorunsuz açıklara, açılımlara kavuşabilir.

Yok, eğer “gemicik”imiz de, belirttiğimiz insanların dışında birileri olursa, maazallah “gemicik”imiz,“bermuda şeytan üçgeni”nde, okyanusun dibini boylar.

Nedir bu, “bermuda şeytan üçgeni” ona bakmak gerek: Bir kenarı; “benim olmayan Kürtler” için çizilmiş KCK Operasyonu, bir kenarı; “statükocu Kemalistler” için çizilmiş Ergenekon, bir kenarı da; Devrimci Marksistler için çizilmiş, Devrimci Karargah Operasyonu.

İşte kim ki bu “gemicik”nin dışında kalır, bu şeytan üçgenindendir. Bunlar, ülkenin geleceğini karartmak isteyenlerdir. Bunlar A-K-P şirketimizin batmasına sebep olanlardır.

Her kim ki öyle davranır bizden değildir, “gemicik”e de binemez, o ZINDIKLAR.

Bu bir rüya değil, bu bir gerçek, hakikatse; “Ya bu “gemicik”e bineceğiz ya da üçgenin bir parçası olacağız”…


Haldun AÇIKSÖZLÜ

RED dergisi 2011 mart sayında çıkan yazım.

Hiç yorum yok: